Clare Runacres ve Mike Ramsden çifti, 13 Eylül 2003 tarihinde evlenmeye karar vermişti. Ancak bu düğünün planlama süreci, diğer düğünlerden farklıydı. Çünkü Clare, düğününden sadece altı ay önce geçmişte yendiği kanserin geri döndüğünü ve yayıldığını öğrenmişti.
Londra’da yaşayan ve gazetecilik yapan Clare, “İlerlemiş, agresif bir kanserim vardı ve hayatta kalma şansım düşüktü” dedi.
HASTALIĞI ÖĞRENDİ, EVLENME TEKLİF ETMEYE KARAR VERDİ
Clare, bu kötü haberi erkek arkadaşıyla da paylaştı. Birkaç yıldır birlikte olduğu sevgilisinde kanserin yeniden ortaya çıktığı gerçeği ile yüzleşen Mike Ramsden, Clare’e evlenme teklif etmeye karar verdi.
Mike bu kararının sebebini, “Koşullar ne olursa olsun onunla birlikte olmak istediğimi biliyordum. Birine âşık olduğunuzda ve kendinizi ona adadığınızda yapacağınız şey budur” sözleriyle anlattı.
Çift, kanser haberini aldıktan yaklaşık bir ay sonra Hırvatistan’a tatile gitti. Mike tatilde evlenme teklif etti, Clare ise çok şaşırdı çünkü bunu asla beklemiyordu. Yaşadığı şoku anlatan Clare, “Şaşkına dönmüştüm. Hayatını, çok kısa ve acılı bir yolculuk olabileceğini hissettiğim hayatımla birleştirmek istediği için onun adına da çok üzüldüm” ifadelerini kullandı.
‘HASTALARIN ÇOĞU ALTI AY İÇİNDE ÖLÜYOR’ DEDİLER
Clare Runacres’a kanser teşhisi ilk kez 20 yaşında üniversite öğrencisiyken kondu. Clare tümörün alınması için ameliyat oldu ancak doktorları ona kanserin yayılmasını önleyecek bir tedavi olmadığını söyledi.
“Kemoterapi ve radyoterapi kanser üzerinde işe yaramıyor. Sadece yayılmamasını ummak zorundasınız ki çoğu insanda yayılıyor” diyen Clare kanserden kurtulamadı. Ameliyattan dokuz yıl sonra yani Clare 29 yaşındayken kanser geri döndü.
Doktorları bu kez çok daha kötümserdi. Clare’e bu teşhisi alan hastaların çoğunun altı ay içinde öldüğü söylendi.
‘HER TÜRLÜ ALTERNATİF TEDAVİYE BAKTIM, ÇOĞU BOŞ YERE UMUT VERİYOR’
Washington Post’a konuşan genç kadın, teşhisinin ya da kanser türünün ayrıntılarını kamuoyu ile paylaşmak istemediğini, her vaka benzersiz olduğu için kanser vakalarını karşılaştırmanın bazen yarardan çok zarar getirebileceğine inandığını söyledi.
Clare, “Teşhis konan herkes gibi ben de tavsiye aradım ve her türlü alternatif tedaviye baktım. Bu tavsiye ve tedavilerin çoğu, hasta insanların acılarından para kazanmanın hızlı bir yolu ve bence tehlikeli bir şekilde boş yere umut veriyor. İnsanları herhangi bir yola yönlendirmek istemiyorum” dedi ve şöyle devam etti:
“Bana sık sık ‘ne yaptığım’ soruluyor. Kanserimle nasıl bu kadar uzun süre hayatta kaldığımı bilmiyorum. Teşhisim son derece kişisel. Hastalık sonrasında ya da o zamandan beri yaptığım şeylerin irdelenmesini istemiyorum. Benim gibi kanser hastası olan insanların yaptıklarından sorumlu olmak istemiyorum.”
‘DÜĞÜNÜMÜ PLANLARKEN CENAZEMİ DE PLANLIYORDUM’
Clare ve Mike, Nisan 2003’te nişanlandıktan sonra, o yılın eylül ayı içinde bir düğün tarihi belirlediler. Mike, “Fazla zamanı kalmadığını düşündük. Bu yüzden bizim için hayat hızlandı” derken Clare de hem acı hem de mutlu günlerini şöyle özetledi:
“Aslında düğünümü planlarken cenazemi de planlıyordum. Kanser ortamında olduğunuzda, yarının genellikle ulaşılamaz olduğunu düşünürsünüz, bu yüzden sadece bugünle yaşarsınız. Mike sadece bugünümle yaşamak istediğine karar verdi ve bu yeterliydi.”
NİKAH GÜNÜ KAHKAHALAR VE GÖZYAŞLARI BİR ARADAYDI
Çift, güneşli bir eylül gününde Sussex’te birbirlerine “Evet” dedi. Tören hem Clare hem de Mike için mutluluk dolu olsa da birlikte daha fazla zaman geçiremeyecek olma ihtimalinin acısıyla noktalandı. Nikah günü kahkahaların yanı sıra çok fazla gözyaşı da döküldü.
Clare’in duruşundan güç aldığını anlatan Mike, o günle ilgili şunları anlattı:
“Duygularım kesinlikle çok yoğundu. Clare’in bunu nasıl başardığını tam olarak bilmiyorum. Onun gücüne hayran kaldım. Çok acı tatlı bir gündü. Düğünler tamamen gelecek için bir rota çizmek, bir aile kurmak ve birlikte yaşlanmaya söz vermekle ilgilidir. Bu beklentiler olmadan evlilik yemini etmek çok zor oluyor.”
Clare Runacres (@clarerunacres)’in paylaştığı bir gönderi
DÜĞÜNDEN ÖNCE AMELİYATA GİRDİ
Clare, düğününden önce yeni kanserli kitleyi aldırmak için ikinci bir ameliyat oldu. Ameliyat başarılı geçmesine rağmen, ilk seferinde olduğu gibi kanserin tekrar yayılmasından endişe ediliyordu. Bu endişe çiftin epey bir süre üç aydan daha uzun vadeli plan yapmasına engel oldu.
Evlenmelerinin üzerinden birkaç yıl geçtikten ve Clare’in sağlığı stabil kaldıktan sonra çocuk sahibi olmayı düşünmeye başladılar. Bu, Clare ve Mike’ın bir zamanlar ‘imkânsız’ ve ‘akıl almaz’ olduğunu düşündükleri bir şeydi.
“Hamile kalmadan önce sadece hayatta kalmaya odaklanıyordum. Bir çocuğunuz olduğunda ise geleceğini düşünmeniz gereken başka biri daha oluyor” diyen Clare, eşine “Bunu yapmak istediğinden emin misin?” diye defalarca sorduğunu söyledi.
Mike ise bu soruya her seferinde, “Geleceğimize yatırım yapmalıyız. Senin iyi olduğuna ve hasta olmadığına inanmak zorundayız” diye cevap verdi.
Clare, uzun uzun düşündükten sonra ikisinin de çocuk istediğine, bunun almaya değer bir risk olduğuna karar verdiklerini söyledi.
Çiftin şimdi ise 13 ve 15 yaşlarında iki kız çocuğu var.
‘HÂLÂ O KANSERİN GÖLGESİNDE YAŞIYORUM’
Bundan yalnızca birkaç hafta önce, 13 Eylül’de çift hayatlarında oldukça özel olan bir dönüm noktasını kutladı; 20’nci evlilik yıldönümlerini…
Bundan 20 yıl önce hem Clare hem de Mike için bu günleri düşünmek bile neredeyse imkânsızdı. Şimdi ise bir hayali yaşıyorlar. Clare de bunu noktanın altını çizerek, “20 yıl önce bunun gerçekleşeceğini ancak hayal edebilirdim. Bu gerçekten olağanüstü” dedi ve ekledi:
“Benim gibi kanser teşhisi konan insanların hayatlarında her zaman bu kadar ileriye gidemediğinin farkındayım. Bu çok üzücü ve zor bir durum. Hâlâ o kanserin gölgesinde yaşıyorum. Böyle bir şey bir kez hayatınıza girdiğinde, onu tamamen arkanızda bırakabileceğinizi sanmıyorum.”
Mike Ramsden ise hayatlarını kendi açısından şöyle anlattı: “Bu bizim hikayemizin bir parçası. Bunu birlikte yapıyoruz. Deniyoruz, mücadele ediyoruz ve bunun için çalışıyoruz. Olması gereken de bu.”
‘BİRİNCİ YILDÖNÜMÜMÜZÜ GÖREBİLECEĞİMİ DÜŞÜNMÜYORDUK’
Clare Runacres, duygusal olarak çok zor günlerden geçtiklerini, bu nedenle hayatlarındaki güzelliği fark etmenin önemli olduğunu söyledi. Clare bu amaçla 20’nci evlilik yıldönümlerini kutlamak için kanser hikayesinden küçük bir kesiti sosyal medyada paylaşmaya karar verdi.
“Birinci yıldönümümüzü görebileceğimi düşünmüyorduk. Bugün 20’nci yılımız. Çok güzel bir gündü. Sevgi ve gözyaşlarıyla doluydu. En yakın arkadaşlarımız ve ailemizle birlikte korkularımızı bir kenara bıraktık ve sabaha kadar dans ettik. Şimdi bile fotoğraflara baktığımda o duyguları hissetmeden edemiyorum. 20 yıla ulaşmak bir mucize gibi geliyor” ifadelerine yer veren Clare, paylaşımını şöyle sonlandırdı:
“Mikey, bana bir şans verdiğin için teşekkür ederim. Sen tanıdığım en iyi insansın. Sen benim mucizemsin. Kanserle yaşayanlar; umut etmeye, inanmaya, hayal kurmaya devam edin.”
Six months before this photo the cancer I'd had at university had returned. It was aggressive. There was no further treatment. We got married very quickly, not knowing how long we’d have. We didn’t think I’d make our 1st anniversary. Today is our 20th 🧵1/3 pic.twitter.com/mOOALZfjaP
— Clare Runacres (@ClareNews2) September 13, 2023
Clare’nin paylaşımı sosyal medyada ve İngiliz basınında büyük ilgi gördü ve yorum yağmuruna tutuldu. kanser teşhisi konan birçok kişiden geri dönüş alan Clare, paylaşımının yarattığı etkiyi görünce çok duygulandı.
İnsanların deneyimlerini kendisi ile paylaşmasına şaşırdığını söyleyen Clare, “Ama aynı zamanda insanların deneyimlerini benimle paylaşmak istemelerine ve deneyimlerimizin zor durumda olan başkalarına yardımcı olabilmesine de minnettarım” dedi.
Çift 20’nci yıldönümlerini Clare’in annesinin evinde, düğünlerine de katılan yakın çevreleri ile kutladı. Akşam yemeği yediler, dans ettiler ve göz yaşartıcı konuşmalar yaptılar. Ve elbette ne kadar şanslı olduklarını bir kez daha hatırladılar.
Yıldönümü kutlamasından paylaşımlar da yapan Clare, duygularını şu sözlerle ifade etti:
“Düğünümüzün üzerinden 20 yıl geçtikten sonra ailemin güzel Essex’teki evinde sağdıcımızı, nedimelerimizi ve en yakın arkadaşlarımızı bir araya getiren harika bir hafta sonu geçirdik. Güneş parlıyordu, son yaz gülleri açmıştı. Anılarımızı tazeledik, yoğun hayatlarımızı gözden geçirdik, ziyafet çektik, hatta biraz dans ettik. Yıldızlar ortaya çıktı ve çocuklar ateşte marshmallow kızarttı. Tıpkı yıllar önce yaptığımız gibi havai fişek gösterileri yaptık.
Birlikte büyüdüğümüz, ebeveyn olduğumuz ve hayatın cilveleriyle yüzleştiğimiz böylesine eğlenceli, destekleyici ve sevecen arkadaşlara sahip olduğum için beni minnettar kılan, sımsıcak bir hafta sonuydu.”
Clare Runacres (@clarerunacres)’in paylaştığı bir gönderi
Evlendikten kısa bir süre sonra kaybedebileceğini kabul ederek hayatını birleştirdiği sevgilisinin 20 yıldır yanında olmasını bir mucize olarak nitelendiren Mike da şunları söyledi: “Çok ama çok şanslıyız. Onun hâlâ burada olmasından çok memnunum ve umarım buna uzun süre devam edebiliriz.”
The Washington Post’un ‘Before wedding, bride was told she was dying. They just hit 20 years’ başlıklı haberinden derlenmiştir.